Yasadiklarimiz bazen gercek disi gelir. Aslinda ben burada degilim, bunlari yasamiyorum dersiniz...belki de boyle dusunmek rahatlatir insani, bir kacis, yabancilasma ve beraberinde uzaklasma...Iste tam o anda yeniden Radiohead dinlediginizi farkedersiniz. Tam da o anda "how to disappear completely" adli gercekustu parcayi loopa aldiginizi farkedersiniz...bulundugunuz yerden uzaklasirsiniz, ruhunuzun yukselir, yukarilardan bir yerden kendinizi izlersiniz, bir yabanciyi izler gibi...Ruhun uzaklasmasini en guzel anlatan parcalardan biri, buyrun efendim sozleri...
that there, that's not me
i go where i please
i walk through walls
i float down the liffey
i'm not here
this isn't happening
i'm not here, i'm not here
in a little while
i'll be gone
the moment's already passed
yeah, it's gone
i'm not here
this isn't happening
i'm not here, i'm not here
strobe lights and blown speakers
fireworks and hurricanes
i'm not here
this isn't happening
i'm not here, i'm not here....
Sunday, July 27, 2008
Friday, July 11, 2008
Kentler
Yasadigimiz kentler bizi nasil degistirir? Bugun daha da iyi anladim ki, her kentin kendine ozgu bir ruhu vardir, ve orada yasadigimiz surece biz bu ruh halinin bir parcasiyiz.
Izmir'in Goztepe sahilinde gunesin korfezde batisini izledim, koyu mavi dalgalarin gurultusu esliginde. Izmir'i dusununce aileden de kaynaklaniyor olsa gerek hep bir siginma, kabuguna cekilme, huzuru bulma, yasamin butun telaslarindan uzaklasma haleti ruhiyesine giriveririm. O yuzden belki de bu sehir bana calismak icin pek cazip gelmez. Izmir'in bu savruk ruhu calismayi kaldirmaz zira, insani tembellige, bosvermislige surukler, keyifler dunyasina daldirir, iki kadeh raki ve izgara balik esliginde.
...Ankara oysa bambaskadir. Cok calistirir adami bir o kadar da biktirir. Tum karamsarligina karsi guzel sehirdir, hani huzursuz ettigini bile bile israrla izlediginiz filmler gibidir. O huzrsuzluktur belki sizi atesleyen, baska kentlere kosturan, saga sola savuran.
...Istanbul o savruldugunuz kentlerden bir tanesidir. Ruhunuzun bir kus gibi ozgur oldugu, basiboslugun kentidir. Hause'da saatlerce oturup Istiklal'deki kitapclardan aldiginiz surukleyici bir kitaba dalip yoldn gecen insanlari seyretmektir. Zamanin hem durdugu hem de cok hizli gectigi bir kaostur. Belki de bu yuzden tum kentler arasinda en heyecan verici olandir. Istanbul dunyanin neresinde olursaniz olun hep bir ozlemdir. Yasam'a ve gerceklige olan ozlem...Gerceklik...Bazi kentler ne kadar da gercekdisi gelir oysa..Bir masal kenti gibi, hayal meyal hatirlanan ama hatirlandiginda hep o ruh haliyle hissedilen.
...Londra, yalnizligin ve kaybolusun sehridir bana gore. Bir kentin sokaklarinda yapayalniz kaybolmak, ama hep yolunu bulmak, yine kaybolmak...insan kayboldukca kendini daha cok buluyor sanki, daha iyi anliyor kim oldugunu. Tum kentler yarisa girse benim hanemde Londra kazanirdi birinciligi, uzun yillar yasamak isterdim, kaybolmanin ve hep yeniden bulmanin heyecaniyla.
...Atina, askin sehri...Dertsiz, tasasiz, mutlu ve hep gulumseyen bir kent.
Iowa, Ames...yasadigim kent, eyalet. Bir baska yazinin konusu elbette, miladini henuz doldurmadi zira... simdiki zamani anlatmak zordur bilirsiniz, gecmis ise insan aklinin bir oyunudur yalnizca. Gelecek, belirsizlik, yasanilacak sehirler gibi bulanik ve bir o kadar da merak uyandirici. Simdi gozlerimi kapiyorum, actigimda belki de seni gorurum karsimda, bir baska kentte, bir baska simdiki zamanda...
Izmir'in Goztepe sahilinde gunesin korfezde batisini izledim, koyu mavi dalgalarin gurultusu esliginde. Izmir'i dusununce aileden de kaynaklaniyor olsa gerek hep bir siginma, kabuguna cekilme, huzuru bulma, yasamin butun telaslarindan uzaklasma haleti ruhiyesine giriveririm. O yuzden belki de bu sehir bana calismak icin pek cazip gelmez. Izmir'in bu savruk ruhu calismayi kaldirmaz zira, insani tembellige, bosvermislige surukler, keyifler dunyasina daldirir, iki kadeh raki ve izgara balik esliginde.
...Ankara oysa bambaskadir. Cok calistirir adami bir o kadar da biktirir. Tum karamsarligina karsi guzel sehirdir, hani huzursuz ettigini bile bile israrla izlediginiz filmler gibidir. O huzrsuzluktur belki sizi atesleyen, baska kentlere kosturan, saga sola savuran.
...Istanbul o savruldugunuz kentlerden bir tanesidir. Ruhunuzun bir kus gibi ozgur oldugu, basiboslugun kentidir. Hause'da saatlerce oturup Istiklal'deki kitapclardan aldiginiz surukleyici bir kitaba dalip yoldn gecen insanlari seyretmektir. Zamanin hem durdugu hem de cok hizli gectigi bir kaostur. Belki de bu yuzden tum kentler arasinda en heyecan verici olandir. Istanbul dunyanin neresinde olursaniz olun hep bir ozlemdir. Yasam'a ve gerceklige olan ozlem...Gerceklik...Bazi kentler ne kadar da gercekdisi gelir oysa..Bir masal kenti gibi, hayal meyal hatirlanan ama hatirlandiginda hep o ruh haliyle hissedilen.
...Londra, yalnizligin ve kaybolusun sehridir bana gore. Bir kentin sokaklarinda yapayalniz kaybolmak, ama hep yolunu bulmak, yine kaybolmak...insan kayboldukca kendini daha cok buluyor sanki, daha iyi anliyor kim oldugunu. Tum kentler yarisa girse benim hanemde Londra kazanirdi birinciligi, uzun yillar yasamak isterdim, kaybolmanin ve hep yeniden bulmanin heyecaniyla.
...Atina, askin sehri...Dertsiz, tasasiz, mutlu ve hep gulumseyen bir kent.
Iowa, Ames...yasadigim kent, eyalet. Bir baska yazinin konusu elbette, miladini henuz doldurmadi zira... simdiki zamani anlatmak zordur bilirsiniz, gecmis ise insan aklinin bir oyunudur yalnizca. Gelecek, belirsizlik, yasanilacak sehirler gibi bulanik ve bir o kadar da merak uyandirici. Simdi gozlerimi kapiyorum, actigimda belki de seni gorurum karsimda, bir baska kentte, bir baska simdiki zamanda...
Monday, July 07, 2008
Geleneklerimiz
Sevgili ulkemin pek sayin SAKINleri,
Az once calismaya calisiyor iken bir gurultu bir patirti kopuverdi. Zira bu gurultu dun gece saat 1 sularinda da guzellik uykumu bolmus beni pek "datli" ruyamdan uyandirivermisti. Peki ne idi memleketim insanini gecenin 1 inde ya da oglenin 2 sinde diyelim bu arabalarin zaten cok sik caldiklarini klaksonlarina deli gibi basmalarinin nedeni...Cok basit, bir nevi sevinc ilani, bencilce bu sevinci bir gurultu esliginde saga sola duyurma cabasi diyelim. Bir veledin kesilen pipisine sevinme, onun "ERRKEK" lige adim atmasini kutsama ve kutlama toreni. "ERRKEK" ligi yuceltme seramonisi, oldu da bitti masallahlari, erkek oglumlari ve veee daha sonra erkektir yaparlari...Bunun sonu yok bilirsiniz, zira bu erkegin "pipi"sini toplumca pek sevmekte, saga sola gostererek gurur duymakta, velakin kadini, ayiplarin, aman kizimlarin, el duyarlarin, kim ne derlerin karanlik dunyasina gommekte kusur bulmayiz. Herrrneyse, bunlar derin mevzular, zira bir yaz sicaginda bunlara dalmaktansa, yeni kesfettigim bir Izmir koyunun serin sorularinda snorkelle dalmayi tercih ederim.
Bir davul zurna, bir kolakson, bagiran cagiran insanlar toplulugu benim bu pek "elitist" olan bunyeme fazla geldi. Simdi bu degerli gelenegimizi ve bir o kadar da gorenegimizi elestirdim ya hemmen bir elitist, burjuva, entel damgasi yapistiriliverir uzerimize. Sevmiyorum kardesim, "Rahatsiz oluyorum", sizin o pek savundugunuz, isinize gelince hayatinizin orta yerine yerlestirdiginiz, gelmeyince de sallanamadiginiz bu "tatli" gelenekleri sevmiyorum iste. Rahatsiz oluyorum, her turlusunden. Bu gurultuden, bu etrafa yaymalardan, ona buna ilan etmelerden, duyurmalardan, gosteristen, abartidan, yapiyormus olmak icin yapilanlardan, milletin gonlu hos olsun diye idare edilen durumlardan, herkesin gonlunu hos etme cabasindan HOSLANmiyorum.
Amma velakin, iste bu mislarin muslarin bir dugum oldugu bir ulkede yasiyoruz/yaslaniyoruz. Ya icindesindir cemberin ya da disinda kalacaksin sendromu. Ne demis pek sevgili sair Murathan Mungan...ya di$indasindir cemberin, ya da icinde yer alacaksin, kendin icindeyken, kafan disindaysa...
Caresi yok kardesim, her aksam boyle icip kederleneceksin...
Biz de en iyisi o kadar uzaklardan gelip sigindigimiz bu kucuk ege kasabasinda careyi ufak bir raki kadehinde arayip demlenelim...
Az once calismaya calisiyor iken bir gurultu bir patirti kopuverdi. Zira bu gurultu dun gece saat 1 sularinda da guzellik uykumu bolmus beni pek "datli" ruyamdan uyandirivermisti. Peki ne idi memleketim insanini gecenin 1 inde ya da oglenin 2 sinde diyelim bu arabalarin zaten cok sik caldiklarini klaksonlarina deli gibi basmalarinin nedeni...Cok basit, bir nevi sevinc ilani, bencilce bu sevinci bir gurultu esliginde saga sola duyurma cabasi diyelim. Bir veledin kesilen pipisine sevinme, onun "ERRKEK" lige adim atmasini kutsama ve kutlama toreni. "ERRKEK" ligi yuceltme seramonisi, oldu da bitti masallahlari, erkek oglumlari ve veee daha sonra erkektir yaparlari...Bunun sonu yok bilirsiniz, zira bu erkegin "pipi"sini toplumca pek sevmekte, saga sola gostererek gurur duymakta, velakin kadini, ayiplarin, aman kizimlarin, el duyarlarin, kim ne derlerin karanlik dunyasina gommekte kusur bulmayiz. Herrrneyse, bunlar derin mevzular, zira bir yaz sicaginda bunlara dalmaktansa, yeni kesfettigim bir Izmir koyunun serin sorularinda snorkelle dalmayi tercih ederim.
Bir davul zurna, bir kolakson, bagiran cagiran insanlar toplulugu benim bu pek "elitist" olan bunyeme fazla geldi. Simdi bu degerli gelenegimizi ve bir o kadar da gorenegimizi elestirdim ya hemmen bir elitist, burjuva, entel damgasi yapistiriliverir uzerimize. Sevmiyorum kardesim, "Rahatsiz oluyorum", sizin o pek savundugunuz, isinize gelince hayatinizin orta yerine yerlestirdiginiz, gelmeyince de sallanamadiginiz bu "tatli" gelenekleri sevmiyorum iste. Rahatsiz oluyorum, her turlusunden. Bu gurultuden, bu etrafa yaymalardan, ona buna ilan etmelerden, duyurmalardan, gosteristen, abartidan, yapiyormus olmak icin yapilanlardan, milletin gonlu hos olsun diye idare edilen durumlardan, herkesin gonlunu hos etme cabasindan HOSLANmiyorum.
Amma velakin, iste bu mislarin muslarin bir dugum oldugu bir ulkede yasiyoruz/yaslaniyoruz. Ya icindesindir cemberin ya da disinda kalacaksin sendromu. Ne demis pek sevgili sair Murathan Mungan...ya di$indasindir cemberin, ya da icinde yer alacaksin, kendin icindeyken, kafan disindaysa...
Caresi yok kardesim, her aksam boyle icip kederleneceksin...
Biz de en iyisi o kadar uzaklardan gelip sigindigimiz bu kucuk ege kasabasinda careyi ufak bir raki kadehinde arayip demlenelim...
Subscribe to:
Posts (Atom)