Friday, February 17, 2006

Nutella=Zevk Nesnesi

Ne yapsam, nasıl yazsam, ona saygısızlık etmesem, ne eksik ne fazla anlatsam, doğru sözcüklerle tam da olduğu gibi. Şimdi akşam yorgun argın eve gidiyorsunuz efendim, karnınız fena acıkmış, kan şekeriniz düşmüş, o yorgunlukla hiçbirşey hazırlamak istemiyorsunuz, tam tv nin karşısına yığılmak üzereyken orda tam karşıda birşey size gülümsüyor, gülümsemeken öte göz kırpıyor, hatta daha da ötesi sizi ayartmaya çalışıyor. Siz bakmamaya çalıştıkça, ona dokunma ihtiyacı korkunç bir gerilime dönüşüyor, bilinmeyen bir güç sizi esir almış, ona doğru yönlendiriyor, elinizi uzatıyorunuz, yuvarlak hatlarını hissediyorsunuz önce avuçlarınızda , sonra usulca kapağını açıp önce içindeki o eşsiz çikolata kokusunu derin derin içinize çekiyorsunuz. Evet bişte NUTELLA tüm cazibesi, çekiciliği ve davetkarlığıyla avuçlarınızda, bir köle gibi hizmetinizde, tüm albenisini gözlerinizden, burnunuzdan ve ağzınızdan bütün bedeninize yaymaya hazır. Sonrasi bir esrime hali, bir kendinden geçiş. Abarttım mı? Nutella sevenler bilirler, az bile. Nutela kadınların periyot sendromlarına çare midir? Depresyondan uzak tutar mı? Sinirleri rahatlatır mı? Uyuşturur mu? Bilemem, tek bildiğim bunların üzerinde çok düşünmediğim, nutella kaşıklarken aslında hiçbirşey düşünmek istemediğim, birden kavanozu yarıladığımı farkettiğim. Elbette bu zevk anları biraz kiloyla bünyeyi şişirmekte, ama 3’ün 5’in hesabı yapılmaz değil mi efendim? Unutmadan en güzeli yanınızda sevdiceğiniz, güzel bir Pazar kahvaltısı sonunda nutellayı kaşıklamak, her türlü serotonin hormonu salgılanıyor, emin olunuz

Afiyetler, şekerler, bol nutellalı günler.

Not: Burdan eve her Nutella alışımda bana küfreden ve vücuda alınacak 3-5 gramın-gramcığın hesabını yapan ev arkadaşımı protesto ediyorum.

No comments: