“Ruhum bir heykel gibi düşüp parçalanırdı. Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı."
Bir gece, bir gündüz, Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna. Yeni dünya ile başlayan Sabahattin Ali yolculuğuma uzun bir ara verdikten sonra bu kitap elime geçti. Elimden bırakamadan her yerde, saatlerce okudum, şimdi bu sabah bitti, hala aklımda dönüp duruyor sözcükler, Hala Raif Almanya sokaklarında, karlı kış günleri, dolaşıp duruyor, kendinden ve Maria Puder’den kaçmaya çalışırken bir o kadar yaklaşıyor, hayatının o bir zamanlar var olan, sönmüş anlamına, Maria Puder’e, ulaşılmaz aşkına. Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna’da, Raif’i anlatırken, yüzündeki çizgileri, yürüyüşü, bakışı, ağlayışı, düşünceleri, duyguları her şeyiyle Raif’i görüyorsunuz. Maria Puder’le yaşamaya başlayan, Maria Puder’le ölen. Maria Puder’den önce ölen.
“İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.”
Wednesday, March 01, 2006
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment