Evvet sizi super bir blogla tanistirmak uzereyim sayin blogcular, muhtesem insan, annelerin birtanesi canim annemin blog sayfasi bitkiler.blogspot.com Benim onerimle basladigi blogunda simdiden cok yol katetti annem. Birkac yildir ilgi duydugu bitkiler dunyasini ve yemek tariflerini bu blog araciligiyla simdi sizlerle de paylasacak. Efendim kabizliktan tutun da saglikli bronzlasmaya kadar pek cok konuda bitki dunyasindan nasil faydalanabilecegimizi Gulten Hanim in onerileriyle ogrenebilirsiniz. Ayrica bana tee Amerika'lardan arayip sordugum yemek tariflerini vermekten bikmis olacak ki, bir kac yemek tarifini de bloguna koyacak.
Siz de sormak isteginiz pek cok soruyu blogu araciligiyla annecime iletebilirsiniz, siz sikilmazsaniz saatlerce bilgilerini sizinle paylasabilir yardimsever annem.
Tuesday, June 12, 2007
Dewey ve Koy Enstituleri
Uzun yillar once Turk egitimini sorgularken ortaokul siralarinda. edebiyat ogretmenim ve sevgili babam beni koy enstituleriyle tanistirdilar. Icine sikisip kaldigim mufredattan, kohne ogretim yontemlerinden, bilindik ders pratiklerini surdurme cabasiyla kolaya kacan ogretmenlerimden birden siyrilip 1940 larin koy enstitulerinde yolculuga ciktimve ulkemin hazin durumunu bir kez daha kavradim. 1940 larda ulkenin henuz kendine gelme cabalari sirasinda bir devrim niteligini tasiyan koy enstituleri cesitli koylerimizde Ismail Hakki Tonguc, donemin milli egitim bakani Hasan Ali Yucel ve pek cok aydin onculugunde kurulmus ancak cesitli cevrelerin koylerdeki bu aydinlanmayi tehdit olarak gormeleri yuzunden kapatilmislardir. Bu ulkemiz Egitim Sistemine yapilan onemli buyuk darbe daha sonraki yillarda bize dayatilan cagdisi ezbere dayali yontemler ve herseye “he” demek icin programlanan ve yetistirilen tek tip gencler olarak geri donmustur. Simdi icinde bulundugumuz, sikisip kaldigimiz, soluk alamadigimiz egitim sistemi de iste bu ve benzeri bilincli olarak yurutulen politikalarin bir sonucudur. 1920 lerde Ataturk’un ulkemize davet ettigi unlu egitim felsefecisi John Dewey koy enstituleri fikrini ortaya atmis, koy ve kent ayriminin, kutuplasmasinin ancak koydeki insanlarin egitilerek, onlarin aydinlanmasiyla mumkun olabilecegini belirtmistir. Unlu pragmatist filozof Dewey “yaparak”, “deneyerek” ogrenme pratiklerinin odak noktasinda olmasi gerektigini savunmus; teoriden cok pratige yonelmis, yaratici dusunme, problem cozme ve kritik dusunme gibi becerilerin ogrencilere kazandirilmasinin asil hedef oldugunu vurgulamistir. Peki biz neden Dewey’nin bundan 80 sene once bize onerdiklerini uygulayamadik? Neden koy enstitulerini kapattik? Bu konuda Mehmet Sahin ile birlikte ortak yazdigimiz makaleyi ekte bulabilirsiniz.
In the Work, by the Work and for the Work: Village Institutes as a Revolutionary Practice of Dewey’s Philosophy
In the Work, by the Work and for the Work: Village Institutes as a Revolutionary Practice of Dewey’s Philosophy
Tuesday, June 05, 2007
Yaz ve Cesmealti
Efendim ovunmek gibi olmasin, bu yaziyi size uzun suredir ayri kaldigim biricik yuvamdan, Cesmealti'dan yazmaktayim. ailemin sefkatli kollarina kavustum, denizle ve ormanla ozlemimi gideriyorum gunlerdir. Anname ve babam sagolsunlar uzun dag yuruyuslerine cikarmaktalar beni butun tembelligime ragmen. Sonunda yine kitap okuyup, hicbirsey dusunmeden sadece denizi izleyebiliyorum. Sanirim tum bu keyifler icin butun sikintilara katlanilabilir, Amerika'da hatta Iowa da bile yasanabilir, ustune bir de doktora yapilabilir. Bir secim donemine denk gelmis bulunmakta, memleketimin hazin durumunu hayretle ve biraz da eksimis suratimla izlemekteyim. Insan uzaklarda sanal bir dunyanin icinde yasiyor sevgili dostlar, bir turlu ait olamadigi hep uzaktan seyrettigi bir dunyada. Bu biraz da Amerika'nin bilerek ve isteyerek yarattigi, baska dunyalari gormemezlik politikasi sonucu elbette. Bir yandan da uzakliklar butun gerceklerden kopariyor insani. Ulkenin biraz disina cikinca, ozellikle Turkiye'ye gelince de tepetaklak gercekligin icine dusuveriyor insan. Iste su siralar oyle bir halet i ruhiyesi vaziyetlerindeyim minik kelebeklerim. Birkac Cesmealti fotografiyla saygiyla ve sukunetle huzurlarinizdan ayriliyor, yaz kirazlarini mideye indirmek uzere yola koyuluyorum efendim.


Friday, April 27, 2007
Thursday, April 12, 2007
Plato ve Ataturk
Sevgili okur-yazarlarim. Bu donem aldigim felsefe dersinde Plato ve Ataturk karsilastirmali bir yazi hazirladim. Ataturk devrimlerini Plato'nun "The Republic" - Devlet'te aciklamaya calistigi dogruluk kavrami ve bu kavramin aciklandigi pek cok alan ile iliskilendirdim. Devlet'te Plato, Socrates'in sohbetleri yoluyla dogrulugu egitimde, kadin erkek iliskilerinde, sanatta, devlet yonetiminde, insanin varliginda uzun uzun anlatir. Okumasi kolay degildir, anlamak beyin terbiyesi gerektirir. "Ideal devlet nedir, nasil olmalidir, ideal devlete ancak ideal insani olusturdugumuzda mi erisiriz" gibi sorular Ataturk'un gectigimiz yuzyilin baslarinda kurmaya calistigi devleti getirdi hemen aklima. Ozellikle egitimde aktif ogrenme, kadinin toplumdaki yeri ve laiklik konularini Plato'nun bazi pasajlari ile iliskilendirildi. Asagidaki linkten yazdigim makaleye ulasabilirsiniz efendim. Keyifli okumalar...
Plato ve Ataturk
Plato ve Ataturk
Tuesday, April 10, 2007
Blonde Redhead
Yasadiginiz yer, yasamak istediginiz yere cok uzaksa, ilgisi yoksa, yanindan bile gecmesi mumkun degilse, size en yakin arkadasinizi tanistiriyorum ey dostlar, melankoli. Melankoli oyle tek basina cekilen seylerden degildir yanina en tezesinden Blonde Redhead iyi gider. Burcu tanistirdi, daha birkac gun oluyor dinleyeli, ama simdiden zihnimi, bedenimi esir almis durumdalar. Tarif edilemez vokaller, garip bir muzik, en beteri de nedenini bile anlamadiginzi bir melankoli bicimi. Bunun o yasamak istemediginiz ama yasadiginiz yerle de , uzun suredir geri cekilmeyen kis ve soguk ile, bos sokaklar, buyuk alisveris merkezleri ile, sevdiklerinizden uzak olmaniz ile, aldiginiz yuzlerce ders ile, uzerinde calistiginiz binlerce proje ile, herseyden ote "siz" inle bir ilgisi de olabilir. Blonde Redhead bahane, melankoli sahaneeee.
Tez bir Blonde Redhead albumu buluna, "elephant woman", "falling man", "magic mountain" sarkilari dinlene. Ama bu kadar sabredemem diyorsaniz bir korsanlik yapip size "Missery is the Butterfly" albumundeki Falling Man adli vucudu kederlere surukleyen parcayi dinleteyim.
Falling Man
Tez bir Blonde Redhead albumu buluna, "elephant woman", "falling man", "magic mountain" sarkilari dinlene. Ama bu kadar sabredemem diyorsaniz bir korsanlik yapip size "Missery is the Butterfly" albumundeki Falling Man adli vucudu kederlere surukleyen parcayi dinleteyim.
Falling Man
Saturday, March 31, 2007
San Antonio-SITE Konferansi
Sevgili blog okur ve izleklerim. Gectigimiz hafta boyunca Texas eyaletinde SITE konferansindaydim. SITE ogretmen egitimi ve egitim teknolojileri alaninda akademisyenlerin bir araya geldigi, calismalarini paylastigi bir konferans. Ben de bu guzide konferansa bi makale ve bir de posterle katildim, iyi ki de yaptim, San Antonio da guzel gunler gecirdim, Meksika yemekleri yedim, nehir kenarinda uzun yuruyuslere ciktim, alandan pek cok isimle tanistim, calismalarimi paylastim. Donus yolculugunda Dallas havaalaninda gecirdigim 24 saati saymazsak gayet hos gunler gecirdim. San Antonio Texas'in Houston sehrinden sonraki en kalabalik sehri ve en onemli ozelligi bol bol turizt cekmesi. Zaten Amerika' da pek cok konferans da bu sehirde yapilmakta, etraf konferans katilimcilariyla dolup tasmakta. San Antonio' da cok cok eskiden Amerikali kizildereliler yasamaktaymis, ancak 1600 lu yillarda sehre gelen Ispanyol misyonerleri, geldikleri gun olan St. Antony ismini sehre ve shirdeki nehre vermisler. Sonralari San Antonio abolgesi Amerika'ya gelen Ispanyollarin ilk yerlesim yerlerinden biri olmus. Alamo savasi 1800 lu yillarda sehri savunan 189 Alamo yerlisi ile 4000 meksika askeri arasinda olmus, sehri savunanlarin tamami oldurulmus ve Alamo savasi Meksika'ya karsi Texas devriminde basrol oynamis. Daha sonralari sehir buyumus buyutulmus, kocaman bir turistik bolge oluvermis. Sehir icinde Alamo kalesi ve etrafindaki nehir restoranlar, kafeler, eglence merkezleri ve bunlarin cezbettikleri turiztlerle dolup tasmakta. Amerika'nin pek cok sehrinden farkli olan San Antonio Avrupa sehirlerine benzeyen mimari yapisiyla da dikkatleri cekmekte. Ben de elbette San Antonio'da gezmis, tozmus, cesitli yemekler yemis biri olarak size de tavsiye ederim efendim, yolunuz duserse bir Meksika yemegi indiriverin mideye, yanina da bir kac kadeh buzlu margarita almayi ihmal etmeyin. Simdilik yeni maceralarda gorusmek uzere efendim...
Subscribe to:
Posts (Atom)