
"Duymak en basit anlamiyla dokunmanin ozel bir durumudur aslinda. Ses, kulaklarin alip elektrik sinyallerine cevirdigi ve daha sonra beyin tarafindan yorumlandigi bir titresimdir. Bunu yalnizca isitme duyusu degil, dokunma duyusu da yapabilir. Eger bir yol kenarinda duruyor olsaniz ve buyuk bir kamyon yaninizdan gecse, bunu isiterek mi titresimi hissederek mi algilarsiniz? Yanit aslinda her ikisi de. Cok dusuk frekanslartaki titresimlerde, kulak verimsiz calisir ve bedenin geri kalan kisimlari bu gorevi ustlenir. Kimi sepeplerden oturu biz bir sesi duymak ve bir titresimi hissetmek arasinda bir ayrim yapariz. Aslinda gercekte bunlar ayni seylerdir. Italyancada bu ayrimin olmamasi ilginctir. "Sentire" sozcugu duymak anlamina gelir ve bu sozcugun rexlexive bicimi "sentirsi" hissetmek anlamina gelir. Sagirlik yalnizca kulaklarinizda bir yanlislik oldugu anlamina gelir, isitemeyeceginiz anlamina degil. Tamamiyle sagir olan biri bile hala sesleri duyabilir ya da hissedebilir. " (Kaynak)
Bu yaziyi cevirirken, Turkce'nin ne muhterem bir dil oldugunu bir kez daha kavradim. Ingilizcesi "hear" olan sozcuk turkceye hem isitme hem de duyma olarak ceviriliyor. Duymak ayni zamanda sezmek, fark etmek ve hissetmek anlamina da geliyor.
Evelyn Glennie'nin perkusyona getirdigi olaganustu yorumu Touch the Sound belgeseline de konu olmus. Solo perkusyonist kariyerinin yanisira, kendisi dunyaca unlu muzisyenlerle isbirligi de yapiyor, bunlardan biri elbette diger olanustu kadin muzisyen, Bjork.
Simdi sizi Evelyn Glennie'nin TED'de yaptigi sunumla basbasa birakayim. Diger performanslarini da youtube dan izleyebilirsiniz. Keyifli duymalar...
No comments:
Post a Comment