Söyle sevda içinde türkümüzü
Aç bembeyaz bir yelken
Neden herkes güzel olmaz
Yaşamak bu kadar güzelken?
İnsan dallarla, bulutlarla bir,
Aynı mavilikten gelmiştir
İnsan nasıl ölebilir
Yaşamak bu kadar güzelken?
Fazil Husnu Daglarca'nin cocuklugumdan beri zihnimde yankilanip duran bu unutulmaz dizeleri... Ezbere yatkin olmayan bellegim, bir bicimde bu dizeleri yineler durur, en cok da umutsuz oldugum anlarda. Umutsuz olmak icin pek cok neden var, bilirsin...en son Virgina'da universite katliamina bu kadar uzulmus, o siralar dinledigim Blonde Redhead albumunu bir daha dinleyemez olmustum. Acidan kacmanin en kolay yolu, o siralar dinlenilen muziklerin rafa kaldirilmasidir sanirim...bir de esyalarin atilmasi, resimlerin yakilmasi. Simdi yine gectigimiz gunlerde Bombai'deki saldiri ve olen onca insan, rastladigim birkac resim o umutsuzlugu geri getirmis durumda. Kendi kendime yasadigim bireysel mutluluklar ya da mutsuzluklar bir trajedilerin yaninda onemsiz kaliveriyor...bir yandan da son gunlerde surekli dinledigim, guzel kis albumunu, Isobel Cambell ve Mark Lanegan'in Ballad of the Broken Seas'ini bir kenara birakmak istemiyorum.
Fazil Husnu, yasam bu kadar guzelken olmenin anlamsizligini belirtse de, bir yerlerde birileri oluyor, her olum erken olum oluyor...bir yandan da yasam tum bunlara hic aldirmadan devam ediyor.
Sunday, November 30, 2008
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment