Friday, September 25, 2009

ladies and gentlemen and all you freaks inbetween


Yazima Dream City Film Club'in Porno Paradiso adli guzide eserinin ilk dizeleriyle baslamamin bir nedeni var sayin okuyucu. Ingilizce'de sevdigim sozcuklerden biri olan "freak" hakkinda bir iki kelam etmek. Turkcesi kacik, ucube ya da hilkat garibesi olarak cevirilebilir. Freak genelde gorunusunde ya da davranislarinda standard normlara gore farklilik gosteren seyler icin kullanilir. Sozcuk eski zamanlarda hastaliklardan dolayi bedensel deformelere ugramis insanlar icin kullanilirmus. Genetik yapi bozukluklarindan kaynaklanan deformasyonlarla dogal freakler olabilecegi gibi hastalik vs gibi seylerle olusan degisikliklerle sonradan da freak olunabiliyor.

Ben freak sozcugunu en cok Amerikali fotografci Diane Arbus'un yasaminin bir kesitinin anlatildigi Fur filmiyle animsarim. Steven Shainberg'in yonettigi filmin basrollerinde Nicole Kidman ve Robert Downey Jr. oynamisti. Filmde Arbus'un bir ev hanimindan ust komsusunun yasamina getirdigi heyecan ve tuhafliklar ile ucubeleri fotograflayan bir fotograf sanatcisina evrilmesinin oykusu kurgusal bir dille anlatiliyor. Arbus ile cekiciligine karsi koyamadigi vucudunun tamami killarla kapli "freak" komsusu arasindaki iliski norotik bir masalla sunuluyor.

Film her ne kadar kurgu olsa da Arbus'un fotograflarindaki ucube kulturunu iyi hissettiriyor. Arbus 1971'de gecirdigi agir depresyon nedeniyle 48 yasinda intihar ediyor. Kendisinin en sevdigim forografi tek yumurta ikizi kiz cocuklarini resmettigi "Identical Twins".

Diane Arbus'u freak'lere ceken neydi? Yasaminda kendisine bicilmis rollerden siyrilip farkli olani, kabul edilmeyeni, itileni, kakilani arayis cabasi neydi? Kendisi de hepimizde olan bir miktar ucubeligin farkina varmis olabilir miydi? Son gunlerde giderek sterillesen, aynilasan toplumda hepimiz ucubeliklerimizi halilarin altina suruyor gibiyiz. Ve onlar hep bir yolunu bulup onca makyaja ragmen bir sivilce gibi oramizda, buramizda, ruhumuzda bitiveriyorlar.

No comments: