Friday, September 01, 2006

Amerika ve ev ozlemi

Sevgili blogcularim

Yaklasik 10 gun once doktorami yapmak uzere bir sureligine Amerika'ya goc etmis bulunmaktayim. Tubitak sponsorlugunda yapacagim doktora egitimim suresince Amerika'nin guzide eyaletlerinden biri olan Iowa da yasayacagim, yasamakla kalmayip Iowa State Universitesi'de doktora yapacagim. Uzun ve acili bir surece girmis bulunmaktayim, elbette farkindayim, ancak bu farkindaligimin farkina henuz varamamis oalcagim ki, henuz bir hafta gecmis olmasina ragmen aylar gecmis gibi gelmekte ve elbet biraz da 'homesick' yani ev ozlemi cekmekteyim. Ancak sanki ev ozlemi pek da anlatmiyor bu hissi, homesick daha da uygun gibi. Yani bir nevi hastalik gibi birsey bu. Alistikca zamanla gecen, ama onceleri cok can yakan, neden geldim sorusunu yuzlerce kez sorduran ve buradaki herseyden, herkesden muthis uzaklastiran. Elbette zaman insani da bu duruma alistirarak hizla geciyor.

Bazen Amerika'da oldugumu bilmek garip geliyor. Insan ne cok sey bildigini dusunuyor buraya gelmeden once. Ne cok seyi bilmedigini farkediyor sonra. Buradaki hizli yasama ayak uydurmaya calisirken bir yandan da her isi nasil bu kadar cabuk ve cilesiz halledildigine sasiyor. gurultu ve kalabaliga aliskinken, sokaklarin bos olmasina anlam veremiyor, ve surekli kendini nerede bu kadar insan sorusunu sorarken buluyor.


Sayin okuyucum buyuk buyuk supermarketlerde gecen uzun bir hafta sonunda ne kac paradir nerde ucuzdur gibi konulara az cok hakim oldum sanirim. Odama aldigim masayi insa etmek icin 8 saat boyunca tornavida cevirdim, ornegin iyi bir yatak fiyatinin 250 dolardan basladigini, yiyecek, giyecek ve ev esyalarin kesinlikle Turkiye'den cok cok ucuz ve cesitli olduklarini bizzat tecrube ettim. Uzaklara gidip gorduklerini boburlenrek anlatanlardan degilimdir, olmamaya calisirim, ancak yurtdisina cikan her yurdum insani gibi surekli bir karsilastirmanin icinde buluyor insan kendini ki, bu kacinilmaz. Bu arada hakikaten var misiniz, yani okuyor musunuz burayi, yazdiklarimi. Oyleyse hemen simdi sayfayi kapatin, bir daha da acmayin, bu cumleden sonrasini okumayin, durun. Okuyorsunuz, durduramiyorsunuz degil mi, merak pesinde surukluyor sizi. Bilinmeyenin dayanilmaz cazibesi, beraberinde getirecekleri...Iste bu merak sayin blogcularim, bu bilinmeyen meraki belki de pesinde surukledi getirdi beni buralara, daha iyi olabilme cabasi, yuzlerce kilometre astirdi, zamanda 8 saat geriye goturdu. Simdi mi? Ne mi yapiyorum? Ozlemek disinda, ders calisiyorum, bir suru amerikaliyla tanisip sonra adlarini unutuyorum, surekli siritiyorum, surekli kosturuyorum, derdimi anlatmaya calisiyorum, farkli yiyecekler deneyip her seferinde bir daha yememeye karar veriyorum, buyuk supermarketlerde vakit olduruyorum, Turk yemekleri yapiyorum evde, Turkiye'den herkesle iletisim kuruyorum, saatlerce konusuyorum, Amerikali' lara espri yapiyorum, esprilerine guluyorum, yolda karsilastigim herkese siritiyorum sonra uzun uzuuuuun susuyorum.

No comments: