Sunday, September 10, 2006

Yagmur

ah yagmur

once bir, iki, burnumun ucuna, saclarima, koluma dokundular damlalar. Digerlerine haber saldilar sonra, toplanip uzerime saldirdilar, kacamadim. Anneleri kocaman gri bir buluttu, dogum sancisi ceken, cektikce buyuk gurultuler cikarak, siksekler cakan. Damlalarini yeryuzune dondermek icin kisa araliklarla, cigliklarla gurluyordu. Her bir yavrusunu asagidaki kizin islanmamis yerlerine gondermeye ozen gostererek. Damlalarla temizlemek icin, damlalari cogaltmak icin. Kiz, yani ben, yani o, uzun sure yerinden kipirdayamadi, kirpiklerinin arasindan suzulen damlalari seyretti; salina salina yere dususlerini, dusup de bir akintiya birakislarini kendilerini. Damla olmak istedi o an, yagmak istedi, yagip da kaybolmak, su olmak, birikinti olup bir yer catlagina sizmak istedi. bir cicegin yapragindan suzulup topragina sarilmak istedi, sarilip kaybolmak. Ama yapamadi, islandi, o islandikca bulut anne daha cok ciglik atti, daha cok dogurdu.

Kiz sonra aglamaya basladi, damlalarin annesiydi simdi, tuzlu damlalari hissettikce daha cok agladi, agladi, agladi, kendi gozyasi yagmura karisti, gol oldu, yuzmeye basladi, uzun uzun yuzdu, uzaklara, cok uzaklara gitti...

No comments: